Yaşam

A’dan Z’ye sinemanın akademik olmayan sözlüğü

Sanat türlerinin en genci sayılabilecek olan sinema, teknolojik gelişmelerle beraber en hızlı ve çeşitli şekilde farklılaşan, şekil ve boyut değiştiren, üretiminde kullanılan tekniklerle her geçen yıl canlı kalabilmenin yolunu bulan bir sanat dalı. İki yüzyılı bile bulmayan bir geçmişi olmasına rağmen, hemen herkesin hayatına dokunan, farklı disiplinlerle diğer sanat türlerinde olmadığı kadar içli dışlı olabilen de bir tür. Edebiyattan, müzikten, tiyatrodan faydalanıp beslenen, duyu organlarımızın tamamına hitap eden bir sanat türü. Gündelik hayatlarımızın vazgeçilmezi. Gelecekte de kendi yolunu çizmeye muktedir bir sanat olduğunu söylemek zor değil.

Hal böyleyken, kısacık yaşam serüveninde birçok fırtınalı ve tartışmalı dönemler geçiren sinema sanatı, sanat olmasının yanı sıra artık bir sektörü ve yadsınamaz ekonomik boyutları nedeniyle de bir endüstriyi ifade ediyor. Pek tabii ki bu geniş olgunun kendine ait bir kültürel dili var. Bununla beraber kültürel olduğu kadar sektör içerisinde kullanılan bir teknik bir dili de var. Sektörün ve endüstrinin içinde olup u dili kullanan pek çok insanın bildiği ancak sinemaseverlerin ya da ilgi duyanların dışında bu dile aşina olmayan bir kitle olduğunu söyleyebiliriz.

İşte sinemaya ve sinemanın doğurduğu bu terimlere, akımlara, türlere, her türlü teknik ya da sektörel alet-edevata yakından bakabileceğimiz bir kitap ‘SineSözlük’. Olcay Bağır’ın kaleme aldığı ve Karakarga Yayınları tarafından yayımlanan ‘SineSözlük’, sinemaya ve sektöre dair akla gelebilecek her başlığı akademik dilden uzak bir şekilde açıklıyor.

‘SİNEFİL, SİNEMAYA AŞIK OLMAYI İŞARET EDEN BİR TERİM’

Birkaç örnekle kitaptan ilgimi çeken başlıklara değinmek istiyorum. Sıklıkla gündelik hayatta karşımıza çıkan bir kelimeyle, “sinefil” kelimesiyle başlayalım:

Sinesözlük – Sinemaya Giriş, Olcay Bağır, 344 syf., Karakarga Yayınları, 2024.

“Sinemasever sözcüğünün anlamını tam olarak karşılamaktan aciz olduğu sinefil, sinemayı sadece sevmek değil, ona tutkuyla bağlı olmayı, yani sinemaya aşık olmayı işaret eden bir terim,” diyor Bağır sinefil başlığında ve devam ediyor, “sinemayla kurulan bu duygusal ilişki, gerektiğinde iyi bir film izlemeyi her şeyin önüne koyan bir zevki anlatır. Örneğin sinemayı bir merak, ilgi uğraş ve yatırım alanı olarak gören sinefiller, zamanını ve parasını ayırarak filmler için birçok doyumdan, zevkten ve keyiften vazgeçebilecek kişilerdir.”

Bu tanımdan yola çıkarak, ‘SineSözlük’ kitabının sadece sinefillere hitap ettiğini düşünmeyin. Kitapta öyle güzel detaylar, tarihsel süreçler var ve yeni keşifler yer alıyor ki okurken hem bilgileniyor hem de yeni bir şeyler öğrenmenin verdiği hazzı, keyfi yaşıyorsunuz.

Bu keyfi yaşatan başka bir tabirle devam edelim: Metraj kelimesini hepiniz duymuşsunuzdur. Kısa metraj, uzun metraj tabirlerinin ne manaya geldiğini de az çok kestirebiliyorsunuzdur. Peki metrajın ne manaya geldiğini düşünmüş müydünüz? Şöyle açıklıyor Bağır: “Metraj, dijitalden önceki dönemde negatif film şeritlerinin metre cinsinden uzunluğunu ifade ediyordu. 1000 metreye kadar olanlara, yani süresi 36 dakikayı aşmayanlara kısa metrajlı film deniyordu. Orta metrajlı film ise genel yaklaşıma göre 1000 metre ile 1600 metre arasında, yani 60 dakikaya kadar oluyordu. Bu ölçüleri de aşanlara uzun metrajlı film deniyordu.”

KLAKET NE İŞE YARAR?

Klaketin ne işe yaradığı noktasında keşfettiğim şey ses senkronizasyonuna yaradığı detayı oldu: “Klaket iki parçalı bir düzenektir. Büyük parçalı kısma tebeşirle veya beyaz kalemle filmin ve yönetmenin adı, çekim tarihi vb. bilgiler yazılır. Bu büyük parçanın altına veya üstüne menteşeyle tutturulmuş ince uzun ve hareketli parçaysa el ile açılıp kapatılır ve ses ile görüntü senkronizasyonu bu yolla sağlanmaya çalışılır.”

Bu ve buna benzeyen pek çok tabire dair detaylı açıklamalar, yeni keşifler mevcut kitapta. Ayrıca sinemadaki akımlar, festivaller, bu akım ve festivallerin tarihçeleri, sinema teorileri gibi işin akademik kısmını da ilgilendiren konulara dair kıymetli tanımlamalar, türlere dair öncü filmler sunuluyor.

Olcay Bağır’ın kaleme aldığı ‘SineSözlük’, okurken keyif alacağınız, keyif alırken de sinemaya dair pek çok yeni şey öğreneceğiniz çok güzel bir derleme çalışması. İyi okumalar dilerim.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Göz Atın
Kapalı
Başa dön tuşu